Eşdeğer Öğrenci Rakamlarında Kötü Gidiş ve Rektörlük
Üniversite Rektörlüğünün hiçbir eleştiriden kendine ders çıkarmadığı tecrübemizle sabittir. Mevcut yönetimin günlük işleri zorlukla ve aylar geçen gecikmeyle yaptığını dikkate alırsak hayati konularda istese dahi adım atması zor görünmektedir.
Üniversitenin önünde ciddi kadro sıkıntıları, mali ve idari açıdan önümüzü görememe tehlikesi varken, vergi borçlarını ödemeye başlama dışında, bu hususların çözümüne yönelik herhangi bir adım göremiyoruz. Üniversitenin hantal ve çağın gerekliliklerine sahip olmayan yapısı önümüzdeki tehlikeleri daha ciddi kılmaktadır.
Sendikamız daha önceki bildirilerinde öğrenci akışındaki sorunları kontrol altına almak amacıyla özellikle uluslararası tanıtımdaki sorunlara parmak basmıştı. Ancak üniversite yönetimi hala bu konuda bir adım atmamıştır. Tanıtımdan sorumlu Rektör Yardımcısının aylar öncesinden istifa etmesine rağmen yeni görevlendirme hala yapılmamıştır. Bununla birlikte uluslararası tanıtım hala sahte yarı zamanlı öğretim elemanlarına teslimdir. Belli ki DAÜ Rektörlüğü gerçeklikle son bağını da yitirmiştir. Eleştiriler ve diyalog uğraşımız anlamsızlaşmaktadır.
Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin öğrenci akışındaki aksaklıklardan daha büyük sorunu eşdeğer öğrenci oranındaki gerilemedir. Yani kaç öğrenciniz olduğundan daha önemlisi gelirlerimizin neredeyse tümünü belirleyen kaç öğrencinin harç ödediğidir.
Buna göre 2013 yılında Türkiye’den gelen yeni öğrenciler arasında eşdeğer öğrenci oranı %51’ken 2014 yılında oran %54’e, 2015 yılında %68’e, 2016 yılında %71’e yükselmiştir. Ancak 2017 yılında bu oran radikal bir şekilde %48’e düşmüş, 2018 yılında ise %38’e gerilemiştir. Yani DAÜ’de okuyan her 10 öğrenci 4 öğrenci kadar harç ödemektedir.
DAÜ ve LAÜ dışındaki üniversitelerin gelirleri sade öğrenci harçlarından değil bankadan kafeteryalara, yurtlardan petrol istasyonlarına kadar çeşitli alanlardan gelmektedir. Böylece buralardaki eşdeğer öğrenci sayısındaki olası olumsuz gelişmeler hayati boyut almaktan uzaktır. DAÜ ise öğrenci harçları dışında gelir elde etmek için kurduğu döner sermayeleri ciddi zarara uğratan, bundan da ders çıkarmayarak yeni, dönerci ve yeni restoran açma gibi döner sermaye girişimlerine giden bir kurumdur.
Eşdeğer öğrencideki bu radikal değişime neden olan ana unsurlardan bir tanesi de DAÜ gibi dev bir kurumun tanıtımının ciddiyetten uzak bir yapıya sahip olması ve son dönemde bu alanda konuya vakıf insanların görevlendirilmemesidir.
2018 yılı öğrenci alımına yönelik stratejik hatalar nedeniyle 2019 yılında DAÜ’ye Türkiye’den sağlanan öğrenci kontenjanlarında azalma yaşanmıştır. Buna ek olarak üniversite yönetimi burs oranlarını ciddi şekilde artırmıştır. Yani daha az öğrenci alma yanında, bu öğrencilerin burs oranı da artacaktır. Geçen yılla aynı sayıda öğrenci alınması durumunda dahi %100 ve %75 bursların artmasıyla üniversite öğrenci harçlarında gerileme yaşayacaktır. Tüm bu unsurların 2019-2020 akademik yılındaki gelirlerimizi ciddi şekilde etkileyeceği kaygısı yaşamaktayız.
Tüm bunlar yaşanırken Rektörlükten sorunların şeffaf bir şekilde itirafı ve tartışılması cesareti ile medeniyetini görememekteyiz. Sorunlara parmak basıldığında ise rektörlüğün cevabı bilinmektedir: Bankada paramız çoktur.
Vakit kaybetmeden sendikalar, senato, ÜYK, rektörlük ve yakın bir süre sonra atanacak Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun, yani tüm paydaşlarının bir araya gelmesi ve bir eylem planı hazırlaması gerekmektedir.
Daha önceki dönemlerde DAÜ, iç dinamikleri ve paydaşlarıyla sorunları paylaşmayan ve çözüm üretmeyen yönetimler yaşamıştı. Örneğin 2 binli başında böylesi bir yönetim, büyük bütçe açığından dolayı, kurumu neredeyse tümden Maliye Bakanlığı’na devretmişti. Bu dönemde yine sendikaların açılımı sayesinde üniversite bütçe açığını kapatmış, borçlarını ödemiş ve önünü görebilmişti. Tek adamlık ve eleştiriye kapalı tutumun varacağı son durak bellidir.
DAÜ-SEN’in tüm iyi niyetli tavrı, uzlaşıcı yaklaşımı ve diyalog girişimlerine rağmen kulaklarını dışarıya tamamen tıkayan DAÜ Yönetimi’ni yeniden uyarır.