Dünya Sendikalar Federasyonu 3 Ekim Emekçilerin Dünya Çapında Eylem Günü Ortak Deklarasyonu
Dünya Sendikalar Federasyonu DSF, kurulduğu gün olan 3 Ekim gününü Emekçilerin Dünya Çapında Eylem Günü olarak ilan etmiştir.
Bu yıl DSF üyesi sendikaların küresel eylemi ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve faşizme karşı mücadeleye adanmıştır.
Bugün insanlık, emperyalizmin yükselen acımasız saldırganlığını yaşamaktadır. Dönemimizde ABD ve müttefikleri kendi jeostratejik çıkarlarını dayatmak maksadıyla birçok ülkeye müdahale etmektedirler. Emperyalist savaşlar, yoksulluk ve yoğun sosyal eşitsizlikler, iklim değişikliği ve çevresel felaketler milyonlarca insanı ülkelerinden kopmak ve daha iyi bir yaşam aramak zorunda bırakmaktadır.
Bu insanların çoğu savaşlardan, yoksulluk ve sefaletten kaçış çabalarında insan tüccarlarının kurbanları haline gelmekte ve Akdeniz’de boğularak yaşamlarını yitirmektedir.
Aynı esnada, Avrupa ülkelerine ulaşarak savaşın vahşetinden kurtulmayı başaran on binlerce mülteci, Avrupa Birliği’nin politikalarıyla karşı karşıya bulunuyorlar.
Avrupa Birliği’nin çok büyük sorumlulukları vardır, zira Akdeniz’de boğularak yaşamlarını yitirenler için bir yandan timsah gözyaşları dökerken, diğer yandan emperyalist savaşlara dahil olup mülteci-göçmen meselesine sonuç alıcı yanıtlar vermeyen önlemleri sadece öne çıkarmakla kalmayıp, pek çok mülteci için çıkmaz bir durum yaratmaktadır. Avrupa Birliği’nden mültecilik ve göçmenliğe yol açan nedenlere karşı kararlı bir biçimde harekete geçmesini, emperyalist savaşlara son vermesini, yoksulluk ve sosyal eşitsizlikle savaşmasını ve çok uluslu şirketlerin faaliyetlerini sınırlandırmasını talep ediyoruz.
Katı kemer sıkma politikalarının dayatılması ve bunların yanı sıra müdahaleler ve savaşların neticeleri, halkların ve emekçilerin aleyhine tahrip edici sonuçlara yol açmaktadırlar. Bu koşullar neo faşist güçlere ilişkin toplumsal tabakanın oluşmasını desteklemektedir. Bu güçler sistem karşıtı olarak sunuluyor olsalar da kapitalist sistemi ve kapitalist sistemin politikalarını desteklemekte, mülteci ve göçmenlere karşı nefret ve yabancı karşıtlığı retoriği geliştirmekte ve emperyalist savaşları desteklemektedirler. Mülteci ve göçmenlere karşı ırkçılığın nefretin ve yabancı karşıtlığının işlenmesi emekçileri parçalamakta ve sermayeye emekçilerin aleyhine sömürüyü yoğunlaştırma olanağı sağlamaktadır.
Savaşı ve yıkımı yaşamış olan yurdumuz da emperyalist planların, milliyetçiliğin ve şovenizmin bir kurbanıdır.
Kıbrıs sorununun kısır ve tehlikeli bir durgunluk sürecinde olduğu aşikardır ve yurdumuzun taksiminin temelli hale gelmesi tehlikesi artık dramatik bir biçimde güçlenmiş durumdadır. Bugün bir kez daha iki lideri lazım olanı yaparak, bugüne kadar oluşturulmuş olan görüş birliklerini muhafaza etmek suretiyle irade ve kararlılıkla görüşmeleri kaldıkları yerden ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Guterres çerçevesi temelinde sürdürmeye çağırıyoruz.
Kıbrıs sınıf sendikacılığı hareketinin taksimle ve statükonun devamyla uzlaşması asla söz konusu değildir. BM kararlarında belirtildiği şekilde iki toplumun siyasi eşitliğinin, tek egemenliğin, tek vatandaşlığın olacağı iki toplumlu, iki kesimli federasyon çözümü değişmeyen hedefimizdir.
Sınıf sendikacılığı hareketi olarak, Kıbrıslırum – Kıbrıslıtürkler olarak dünyanın tüm çalışanlarıyla sesimizi birleştiriyor ve mülteciler ve göçmenlerle dayanışmamızı dile getiriyor, onurlu bir yaşam ve çalışma hakları için mücadeleye devam edeceğimize onları temin ediyoruz.
Savaşların, ayrımcılıkların ve sömürünün olmadığı barış içerisinde bir dünya için emekçileri parçalayan faşizme-milliyetçiliğe, ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı mücadeleye devam edeceğiz.
PEO, DEV-İŞ, KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, BES, KOOP-SEN, DAÜ-SEN