Değerli Meslektaşlar,
2019 yılında Üniversitenin bütçe açığı 30 milyon TL olarak öngörülmüş ve mali sorunun ilk sinyali ortaya çıkmıştı. Ne yazık ki üniversitenin 2023 yılı için sözkonusu bütçe açığının 550 milyonu aştığını ve gidişatın iyi olmadığını bilginize getirmiştik. Sayın Rektör Prof.Dr.Aykut Hocanın 2020 yılında göreve geldiğinde 2019 yılında ortaya çıkan mali soruna çözüm getirmesi beklenmekteydi. Ancak bugün geldiğimiz noktada Rektör 2020 yılında devraldığı dolar rezervlerini tüketmiş, artık bu yıl sonu itibariyle bütçe açığı 550 milyonu bulmuştur. Uzun yıllar sonra Üniversite yeniden Temmuz ve Ağustos aylarında nakit akışı sorunu yaşayarak borçlanmaya veya sosyal sigorta primlerini yatıramamaya, ihtiyat sandığı ödemelerini yapamamaya doğru gitmektedir. Böylece 2024 yılında bizi bekleyen daha da ciddi mali sorunlar borçlarla çıkışı olmayan bir duruma dönüşebilir.
Gidişatın belli olmasına, Rektörlüğün öğrenci bulmada, önlem almada ve tasarrufta tamamen başarısız olmasına rağmen VYK’nın gözlem ve yorum dışında ne yaptığını da sorgulama vakti gelmiştir.
VYK Rektörün 1200 yabancı öğrenci bulma ve krizi öteleme projesinin başarısız olması sonrasında ne karar almıştır?
VYK genel olarak hangi mali tedbirleri almış ve Rektörlüğü hangi tedbirleri almakla görevlendirmiştir?
VYK gelir artırıcı hangi başarıya imza atmıştır?
Rektörlüğün tamamen durduğu bir noktada tamamen yetkili ve tamamen sorumlu VYK bu kötü gidişatı nasıl durduracaktır? Rektörlüğün tüm başarısızlığının VYK’nın hanesine yazılacağı ve sonucun ortak olacağı bilinmiyor mu?
Sayın VYK Başkanı basına verdiği demeçlerde tedbir olarak maaş kesintisinden bahsetmektedir. Ancak bilinmelidir ki maaş kesintisi kendi başına sorunu çözen bir adım değildir. Maaş kesintisi yapılsa dahi bütçe açığını yaratan nedenler aynı yerde durdukça ilerde daha fazla maaş kesintisi yapılması gerekecektir. Sorunun çözümü mutlak sürette bütünlüklü olarak ele alınmalıdır. Ayrıca şunu vurgulamak önemlidir diye düşünüyoruz: Az veya çok herhangi bir maaş kesintisi veya özlük haklarında yapılacak değişiklik DAÜ-SEN üyelerinin onayını gerektirmektedir. DAÜ-SEN üyelerinin onayını almadan hiç kimsenin böyle bir adım atması mümkün değildir. VYK ve Rektörlük bunun bilincinde olmalıdır. DAÜ-SEN ve DAÜ-SEN üyeleri, özlük haklarına müdahale etmeyi içeren ancak, bütünlüklü olmayan, perspektif içermeyen, üniversitenin geleceğini kurtarmayan hiçbir öneriye onay vermez.
Üniversitede irade ve sorumluluk yoksunluğu ve bozukluğu açıktır. Rektörlük zamanında ve gerçekçi önlemler alamamıştır. İşçi, memur, akademik personel, dekan, müdür kaygılıdır. VYK’nın haberleri yorumlayan pozisyondan icraat yapar pozisyona geçmesi gerekir. Buna ilaveten Üniversite Yönetim Kurulu ile Senatörlerin acilen sürece müdahil olması önemlidir.
Sendikamız her zaman ilkeli işbirliği ve dayanışmayı önemsemiştir. Rektörlüğün başaramadığı birlikte çözüm üretmeyi diğer paydaşlar başarmalıdır. Çözümleri hep birlikte üretip hayata geçirmeliyiz. Çok az da olsa henüz vakit vardır. Bu bağlamda bir yandan hükümet ile görüşülmeli, diğer bir yandan da DAÜ-SEN, DAÜ PER-SEN, DAÜ BİR-SEN, VYK ile tüm paydaşlar birlikte acil çözüm planı üretmelidir. Üniversite yönetim kurulu ve senatosu çözümlerin tam merkezinde olmalıdır. Tüm kesimlerin, tüm paydaşların, eksiksiz ve azami işbirliği ve senkronizasyonu olmadan bu sorunun altından kalmak mümkün değildir. Tek bir paydaşı dahi dışlayarak iş başarma imkanı artık kalmamıştır. Popülizmi, kişisel hesaplaşmaları, rekabeti, iktidar kavgasını, kendi statükosunu koruma çabasını bir kenara koyma vakti gelmiştir. Tarihimizin en derin krizinin tam ortasındayız. Şimdi birlikte çözüm zamanıdır. Söz konusu olan kurumun var olup olmayacağıdır.
Sendikalar başta olmak üzere geniş üniversite kamuoyunun mevcut durumu yaratan Sayın Rektör Prof.Dr. Aykut Hocanın’ın, özlük haklarına müdahale eden, %40’a varan maaş kesintisi içeren ve sorunun kaynağına çözüm getirmeyen paketine destek vermeyeceği açıktır. Sayın Rektör 3 yıllık dönemde ortaya çıkardığı başarısız mali tablo ile çalışanların güvenini yitirmiştir. Bu güven yitimi ise tüm kesimlerin bir ahenk içinde ortaklaşa çalışması önünde engeldir. Üniversitenin kurtuluşu için tüm paydaşların katılımı ve desteğiyle kapsamlı ve bütünlüklü bir çözüm paketinin hazırlanması ve uygulanması kaçınılmazdır. Ancak rektörün çalışanların çoğunluğunun desteğini almadan, iradeyi yenilemeden böylesi kapsamlı ve özlük haklarında değişiklik öneren bir paketi muhataplarıyla müzakere edip, başarılı bir sonuca ulaşabilmesi mümkün değildir. Sayın Rektörün yeni yardımcılar bulmak, senato ve ÜYK’da destek aramak yerine doğrudan tüm üniversitenin oyuna ve desteğine başvurması krizi aşmak için tek yol görünmektedir. Sayın Rektör dahil tüm gönüllülerin projelerini ve çözüm paketlerini sunacakları bir seçimle çıkacak yeni irade gerekliliği ortadadır. Seçimi ertelemek çözümü ertelemektir. Seçim olmadıkça Rektöre güvensizlikle tıkanan önlem alınması süreçleri durağanlığa mahkumdur. Kaybedecek zaman kalmamıştır.
Sayın Rektör Prof.Dr. Aykut Hocanın’dan beklediğimiz demokrasiyi çalıştırmasıdır.
DAÜ-SEN