Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası

Mevcut Yönetim Anlayışıyla Üniversitemiz için Tünelin Sonunda Işık Görünmemektedir!

Değerli Meslektaşlar,

Tam 9 aydır Üniversitenin sorunlarına kalıcı ve kapsamlı çözüm bulunması için uğraşıyoruz. Yüzlerce görüşme gerçekleştirdik. Popülizm yapmadan, geleneksel sendikacı retoriği kullanmadan, tamamen sorunların çözümüne yönelik olarak uğraştık. Üniversitenin yapısal dönüşüm yapmadan ayakta kalamayacağını anlattık. Her kesimin fedakarlığı ve katkısını alarak ortak bir kurtuluş reçetesinin hazırlanması için çalıştık ve büyük ölçüde de bunu başardık. Hiçbir kesimin, çalışanların, hükümetin, üniversitenin dışlanmadığı ve ezilmediği, ortak paydada buluştuğu bir protokol taslağı ortaya çıkardık.

Değerli Meslektaşlar,

Daha önceki bildirilerimizde ve kitle toplantılarında Üniversitemizin sorunlarına kapsamlı çözüm bulunması için yürüttüğümüz müzakerelerde gelinen aşamayı ve ortaya çıkan protokol taslağını sizlere aktarmıştık. Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) ile, taraflarının hükümet, işveren ve sendikalar olacağı bu protokol taslağı üzerinde 15 Haziran tarihinde uzlaşmıştık. Bu protokol taslağı içeriğinde sadece çalışanın iç borçlanma olarak yapacağı katkı değil, eş zamanlı olarak hükümetin vergi mahsuplaşması, dış borçlanma, emekliler ile ilgili düzenlemeler ve DAÜ’nün rekabet dezavantajlarını ortadan kaldıran diğer düzenlemeler ile beraber, üniversitenin geleceğini ve çalışanın emeğini koruyacak yapısal düzenlemeler de bulunmaktaydı.

Bu çerçevede, VYK protokol taslağını diğer sendikalara ve hükümete sunacak, protokol taslağı üzerinde uzlaşılması durumunda da çalışma detaylandırılıp tarafların imzasına sunulacaktı. Aradan 1 ay geçmesine rağmen  VYK bu konuda 17 Temmuz’a kadar hiçbir gelişme sağlamamıştır. Maalesef yıllardır DAÜ yönetiminde devam eden yavaş hareket etme veya hiçbir adım atmama geleneği sürmektedir. VYK, Üniversitenin sorunlarına çözüm önerilerini kendini atayan hükümete dahi anlatmamıştır. Eğitim Bakanı Sayın Nazım Çavuşoğlu’na sorunların ve çözümlerinin ne olduğunu Sendikamız anlatmak zorunda kalmıştır. VYK Başkanı Sayın Dr. Erdal Özcenk’in ve VYK’nın gündemini, çözüm için neyi beklediğini, hükümet veya diğer sendikalarla neden görüşmediğini, mali açıdan iflas etmiş kurumda ne ile meşgul olduğunu bilemiyoruz.

Diğer yandan tüm olanları bir futbol maçı izler gibi izleyen bir rektörlük vardır. Bu durumdan kendi sorumlu değilmiş, bu sorunları kendi çözmesi gerekmiyormuş gibi davranan bir rektörlükle tarihin en derin krizinin tam ortasındayız. Ben yaparım olur zihniyetiyle ortaya bir paket sunan, bunu herhangi bir kurula onaylatma ihtiyacı dahi görmeyen rektörlük, her noktada şeffaf karar alma süreçlerinden de uzak olarak, büyük bir vizyonsuzlukla ve öngörüsüzlükle, Üniversitemizde sürekli büyüyen bir sorun yumağı oluşturmuştur. Bütçe açığı her geçen gün büyümektedir. İhtiyat sandığı yatırımları yapılmamakta, emekli olan hocaların kidem tazminatı ödenmemektedir. Dün yapmadıklarıyla ve yapamadıklarıyla bugünü kaybettiren rektörlük, aynı anlayışla geleceği de kaybettirme yolunda ilerlemektedir. Üniversitenin hayati olarak ihtiyaç duyduğu emekliler ile ilgili yasa tasarısının durumunu dahi takip etmeyen, gerekli değişiklikleri yapmayan, gerekli bakanlıklarla görüşmeyen rektörlük, sadece koltuğuna sıkı sıkı sarılmaktadır.

Maalesef maaş ödeyemez duruma gelen ünivetsitemizin yönetim kurulu ve senatosu, denetim görevini yerine getirmeyerek, süreçlere müdahale etmeyerek sorunların daha da büyümesine izin vermektedir.

Değerli meslektaşlar,

17 Temmuz Pazartesi günü VYK sendikamız ve üniversitedeki diğer paydaşlarla görüşmüş ve protokol taslağını tüm paydaşlara sunmuştur. 18 Temmuz Salı Günü (dün) Eğitim Bakanı Sayın Nazım Çavuşoğlu üniversitemize gelmiş ve tüm paydaşlarla yaklaşık 14 saat görüşmüş sorunlarla ilgili detaylı bilgi almış, protokol taslağındaki tüm maddeleri değerlendirmiş ve görüş alışverişinde bulunmuştur. Sayın Bakan protokol taslağında yer alan hükümetin yapacakları ile ilgili maddeleri hükümetle görüşeceğini iletmiştir.

Yapılan görüşmeler sırasında üniversitenin 2023 yılı ilk yarısında bütçe açığının 345 Milyon Türk Lirası olarak gerçekleştiği ve yıl sonu bütçe açığının yaklaşık 700 milyon Türk Lirası olarak gerçekleşmesinin beklendiği bilgisi de mali işler tarafından verilmiştir. Bu rakam, Aralık 2022’de ÜYK’da 410 Milyon Türk Lirası açık ile onaylanan bütçenin ne kadar vahim bir noktaya geldiğini göstermektedir.

Değerli meslektaşlar,

Temmuz ayının sonuna kadar tüm tarafların kapsamlı bir çözüme imza atması üniversitemiz için hayati öneme sahip bir konuydu.  İşverenin kendi sorumluluk alanında yapması gerekenleri tüm uyarılara rağmen yapmamasıyla maalesef bu ihtimal neredeyse sıfırlanmıştır.

Geldiğimiz noktada, Üniversitenin ve dolayısıyla çalışanın sorunlarını devletin desteği olmadan ve ciddi bir yapısal dönüşüm yapmadan çözmek mümkün değildir. İşveren, yetkili sendikalar ve hükümetin imzası olmadan tünelin sonunda ışığı görmek mümkün değildir.

Üzülerek belirtmek isteriz ki DAÜ yönetimi hala daha sorunu sadece bir “Hayat Pahalılığı” sorunu olarak görmekte ve popülist yaklaşımlarına devam etmektedir.

Bu gelinen aşamada ve mevcut yönetim anlayışıyla Üniversitemiz için tünelin sonunda maalesef ışık görünmemektedir.  Sadece günü kurtarmaya yönelik, kapsamlı çözüm anlaşmasının parçası olmadan herhangi bir adım atılması durumunda sendikamız üyelerinin yasal haklarını korumak için gerekli tüm adımları atacaktır. Üyelerimizin maaşını tam ve eksiksiz almaması durumunda önce her bir ihlal alanında VYK’yı, Üniversiteyi, ardından da yönetenleri, sorumluklarını yerine getirmedikleri için şahsen dava edeceğiz. Sonra tüm olanları ülke kamuoyuyla detaylı bir şekilde  paylaşacağız ve bu başarısız kara dönem son bulana kadar  eylem yapacağız.

 

DAÜ-SEN

 

Bunları da beğenebilirsin